- ortaya çıkmak
yokken var olmak, meydana çıkmak, türemek"Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." - Y. K. Karaosmanoğlu
- meydana çıkmak
ortaya çıkmak, görünmek"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin
- olgunlaşmak
nsz Meyve olgun duruma gelmek
- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- yıkamak
-i Su veya başka bir sıvı kullanarak bir şeyi temizlemek"Kazı yıkayıp temizlemişler, sonra da parçalayıp tencereye koymuşlar." - Ç. Altan
- büyütmek
-i Büyük duruma getirmek, genişletmek"Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." - N. Hikmet
- anlatmak
-i, -e Bilgi vermek, izah etmek"Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi." - P. Safa
- açıklamak
-i Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek
- artırmak
-i Artmasını sağlamak, çoğaltmak"Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu." - R. Enis
- artmak
isim Büyük heybe
- gelişmek
nsz, biyoloji Büyüyüp boy atmak, yetişmek, neşvünema bulmak"Çalı süpürgeleri bir türlü ağaç hâline gelemeden ama ağacı taklit edercesine gelişir." - S. F. Abasıyanık
- genişletmek
-i Geniş duruma getirmek"Türkler fetihten sonra İstanbul'u, eskisine nispetle çok genişlettiler." - Y. K. Beyatlı
- acınmak
-e Acıma işine konu olmak"Günlerce elin, dile gelmeyen çocuğunu bağrına basan fabrika sahibine acındı." - L. Tekin
- geliştirmek
-i Gelişmesini sağlamak, gelişmesine yol açmak
- belirmek
nsz Önce belli veya görünür olmayan bir şey ortaya çıkmak, tezahür etmek"Yarı yola yaklaştığında, köprünün karşı ucunda, ona doğru gelen bir karaltı belirdi." - A. Kulin
- büyümek
nsz Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek"Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken." - F. H. Dağlarca
- genişlemek
nsz Geniş duruma gelmek, büyümek"Teleskopların kuvveti arttıkça bilinen gök cisimlerinin sayısı ve kâinatın hacmi de genişlemiştir." - M. Kaplan
- inkişaf etmek
gelişmek"Kocam, hadiselerin inkişafını beklemek lazımdır, diyor." - H. E. Adıvar
- peyda etmek
çıkarmak, oluşturmak, ortaya çıkarmak, edinmek
- hâsıl olmak
- harekete geçirmek
- tekamül etmek
- husule getirmek
- develope etmek
- gelişmek, büyümek, artmak, geliştirmek, büyütmek, artırmak, harekete geçmek, görünmeye başlamak, ortaya çıkmak, harekete geçirmek,
- banyo etmek
- inkişaf ettirmek
- kespetmek
- tekâmül ettirmek