-
hazır para : isim, ekonomi Nakit, elde mevcut para, likit"Onunla temas ve münasebete girmektense hiçbir şey yapmamayı ve hazır paradan yemeyi tercih ediyorum." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
hazırcevap : sıfat Gerektiğinde çabuk, yerinde cevaplar bulup veren (kimse)"Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir." - H. Taner
-
hazırlop : sıfat Başkası tarafından hazırlanmış, sağlanmış, emeksiz, külfetsiz"Onlar da bu hazırlop klişeleri kullanmak fırsatını buluncaya kadar susacaklardır." - B. R. Eyuboğlu
-
hâlihazır : isim Şimdiki durum, bugünkü durum"Hâlihazırdaki böcek türlerinin toplamının bir milyondan fazla olduğu varsayılmaktadır." - E. Şafak
-
hazır beton : isim Yapı işlerinde kullanılmak üzere beton santrallerinde hazırlandıktan sonra karmaçlarla taşınan karışım
-
hazır çorba : isim Önceden hazırlanmış ve paket hâlinde satışa sunulmuş çorba
-
hazır değer : isim, ekonomi Önceden belirlenmiş değer
-
hazır giyim : isim Standart ölçülere göre seri olarak hazırlanmış ve satışa sunulmuş giyim eşyası
-
hazır kahve : isim Granül hâline getirilen kahveye sıcak su veya süt eklenerek hazırlanan içecek
-
hazır kıta : isim, askerlik Gerektiği anda kullanılmak ve görevlendirilmek üzere hazır bulundurulan birlik
-
hazır mama : isim Anne sütüne yakın özellikler içeren, fabrikasyon besin
-
hazır yemek : isim Kısa sürede hazırlanan ve yemek için az zaman harcanan hafif yiyecek
-
hazır yiyici : sıfat Önceden kazanılmış varlığı harcayan (kimse)
-
hazır bulunmak (veya olmak) : bir yerde var olmak, kendi bulunmak"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor." - E. M. Karakurt
-
hazır mezarın ölüsü : her hizmeti başkalarından bekleyen tembeller için söylenen bir söz"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor." - E. M. Karakurt
-
hazır ol! : esas duruşa geçilmesi için verilen komut"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor." - E. M. Karakurt
-
hazır olmak : hazır durumda bulunmak"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor." - E. M. Karakurt
-
hazıra dağlar dayanmaz : "sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir" anlamında kullanılan bir söz"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor." - E. M. Karakurt
-
hazıra konmak : başkasının emeğiyle ortaya çıkmış bir şeyden yararlanmak"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor." - E. M. Karakurt
-
hazırda olmak : yararlanılabilecek bir durumda, el altında olmak"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor." - E. M. Karakurt
-
hazırdan yemek : çalışıp kazanmaksızın elindekini harcamak"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor." - E. M. Karakurt