-
gemi karaya oturmak : gemi, sığ bir yere saplanıp kalmak"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat
-
gemileri yakmak : geri dönüşü olmayan kararlar vermek"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat
-
gemi baş vurmak : denizcilik önden gelen dalgalarla gemi başı kalkıp kalkıp inmek"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat
-
gemi dövünmek : denizcilik şiddetli dalgaların etkisiyle gemi bağlı veya demirli olduğu yerde inip kalkmak, sallanmak"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat
-
gemi gezmek : denizcilik dış etkiler yüzünden gemi rota çizgisinden ayrılıp sancak veya iskele yönüne ilerlemek"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat
-
gemisini kurtaran kaptan : güç bir duruma düşüldüğünde ne yapıp edip kendisini veya yakın çevresindekileri kurtaranlar için söylenen bir söz"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat
-
gemisini yürütmek : bir işi hiçbir engel tanımadan sürdürmek"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat
-
gemiyi rotasına koymak : denizcilik gemiyi pusula ile gideceği yönde belli olan rota çizgisi üzerine getirmek"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat
-
gemiyi tutmak : denizcilik gemiyi belirli bir yerde bir süre bekletmek, çalışmadan durmak"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat
-
gemiyi yatırmak : denizcilik altını temizlemek amacıyla küçük gemileri yan döndürmek"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat