- sarı
isim Yeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi
- alçak
sıfat Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı"Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." - E. Şafak
- namussuz
sıfat Ahlak kurallarına uygun davranmayan, ahlak kurallarını çiğneyen"Namussuzun üstüne çullanıvermişler. Bir, iki derken makinesini paralamışlar, kendisini de sanırsam." - N. Hikmet
- haset
isim Kıskançlık, çekememezlik, günü"Gözlerinde bir fena haset kıvılcımı, bir bayağılık yakalıyordu." - R. N. Güntekin
- kıskanç
sıfat Kıskanma huyunda olan (kimse), günücü, haset, hasetçi, hasetli, hasut"İlk tanıştığımız günlerde ben kıskanç ve fenaydım." - P. Safa
- korkak
sıfat Çok çabuk ve olmayacak şeylerden korkan (kimse, hayvan)"Korkak bir adam değilim gibi geliyor bana. Ancak, en korkusuzların bile korktukları bir şey vardır sanırım." - N. Hikmet
- sararmak
nsz Sarı olmak, rengi sarıya dönmek"Sigaradan sararmış dişleriyle dolgun dudaklarını kemiriyor." - A. Ümit
- sarartmak
-i Rengini sarıya çevirmek, sararmasına yol açmak
- cesaretsiz
sıfat Yüreksiz
- kıskaçlı
sıfat Kıskacı olan"Deniz kenarında bu meşalelerle korkunç kıskaçlı büyük pavuryalar topladıkları görülüyor." - S. F. Abasıyanık
- sarılık
isim Sarı olma durumu"Yalnız, yüzümün sarılığını, hâlsizliğimi babamdan nasıl saklayacağım?" - A. Gündüz
- yumurta sarısı
isim Yumurtanın ortasında bulunan sarı bölüm
- yüreksiz
sıfat Yürekli olmayan, cesaretsiz, cüretsiz, tabansız
- Altın veya limon renginde.
- sarı renkli
- heyacan yaratan
- rengi sararmış
- sarı boya
- sarı renk, yumurta sarısı, ödlek, korkak