- kaplamak
-i Her yanını örtmek, istila etmek"Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu." - H. S. Tanrıöver
- sarmak
-i Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
- çevrelemek
-i İçine almak"Açık başımı çevreleyen beyaz saçlarım." - R. N. Güntekin
- örmek
-i İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak veya geçirerek işlemek veya tezgâhta dokumak"Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o!" - S. F. Abasıyanık
- çelenk gibi olmak
- çelenk yapmaak
- sarmak, kaplamak
- çelenk halini almak. wreathed in smiles tebessümle kaplı.