- canlı
sıfat Canı olan, diri, yaşayan"Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." - N. Cumalı
- iyi
sıfat İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
- beraber
zarf Birlikte, bir arada"Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir" - C. S. Tarancı
- birlikte
zarf Bir arada, beraberce, hep beraber"Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz / Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare" - T. Fikret
- vermek
-i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin
- sayesinde
zarf Aracılığıyla, yardımıyla"Çocuk, öğrendiği itiyatlar ve dil sayesinde ailesinin bir uzvu hâline gelir." - M. Kaplan
- ile
bağlaç Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, neden veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz"Çabuk bir süvari ile bana haber gönderiniz." - Ö. Seyfettin
- uyanık
sıfat Uyumamış, bidar"Uyuyor mu uyanık mı kestiremiyor, uykuyla uyanıklığın sınırlarını bulamıyordu." - A. İlhan
- uymak
-e Ölçüleri birbirini tutmak"Ayakkabı ayağına iyi uydu."
- yanında
zarf Bir şeye, bir kimseye göre, nispetle"Çektiğim acı yanında ölüm çok hafif kalır." - M. Yesari
- geçinmek
nsz Yaşamak için gerekeni sağlamak"Avla geçinen bir kabile, bu gıdaları tesadüfe borçlu olduğuna inanabilir." - C. Meriç
- ile beraber
- -la
- -le
- -yla
- -yle
- amacıyla
- ile, nedeniyle, sayesinde