- dalga
isim Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket"Dışarıda nemli bir rüzgâr esiyordu, dalgalar durulmamış, yalnız biraz ağırlaşmıştı." - A. Erhat
- dalga dalga
sıfat Kıvrımlı (saç)
- sallamak
-i Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek"Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir." - H. E. Adıvar
- sallanmak
nsz Bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip yerinden oynamak, kımıldamak"Dişi sallanıyor."
- dalgalanmak
nsz Üzerinde dalga oluşmak
- çalkalamak
-i Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak"Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!" - A. İlhan
- hamla
isim, denizcilik Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
- dalgalandırmak
-i Dalgalı duruma getirmek, dalgalanmasını sağlamak"Preveze Harbi'nde Bora Reis de sancak dalgalandırdıktan sonra muzaffer donanma ile ilk defa İstanbul'a geldi." - N. Hikmet
- dalgalanma
isim Dalgalanmak işi"Lakin deniz görmemiş bu insanların ilk dalgalanmada güverteyi berbat edişlerini müşahede etmeniz kaçınılmaz." - İ. Özel
- harelemek
- el sallamak
- el sallama
- el işareti
- kumaş dalgası
- sallamak, sallanmak, el sallamak, el etmek, dalga, tolkun, ünalgı tolkunu, saç dalgası, kıvrım