anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

waste

Kelimeler > W ile başlayan kelimeler > waste nedir ?
waste
waste, waste nedir ,waste ne demek
  • atık

    isim Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez veya çevre için zarar oluşturan her türlü madde

  • artık

    sıfat İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan

  • ziyan

    isim Zarar"Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." - R. E. Ünaydın

  • çöp

    isim Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası"Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi." - P. Safa

  • kayıp

    isim Kaybolma, yitme, yitim

  • çöl

    isim Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye"Koskoca çölü, yapı ve bahçelerle donattık." - F. R. Atay

  • kaybetmek

    -i Yitirmek"Hemen Yunus'un gençliğinde yavuklusu iken kaybettiği güzel kızı hatırladım." - A. Kabaklı

  • Halı

    Halı; atkılarının atılmasından sonra üzerine desene göre istenilen hav yüksekliğinde iplerin geçirilerek düğümlenmesi ile yapılan ev içinde ve genellikle yer örtüsü olarak kullanılan eşyadır. Bazı evlerde de duvarda görülür

  • boş

    sıfat İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı"Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler." - A. Gündüz

  • öldürmek

    -i Bir canlının hayatına son vermek"Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile" - F. N. Çamlıbel

  • ıssız

    sıfat Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban"Köşkün bütün odaları ıssız." - P. Safa

  • viran

    sıfat Yıkık, harap"İleriye baktı, harabe. Şu tarafa baktı, viran bir kemer." - A. Gündüz

  • zayıflamak

    nsz Zayıf duruma gelmek"Biraz zayıflamış, kolalı beyaz yakalığı bollaşmıştı." - C. Uçuk

  • harcamak

    -i Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek"İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü." - S. F. Abasıyanık

  • çorak

    sıfat Verimli olmayan (toprak)"Biz geçtiğimiz zamanlar Sina Çölü, Peygamber Musa'nın geçtiği zaman kadar ıssız, boş, kuru ve çoraktı." - F. R. Atay

  • fire

    isim, ticaret Ağırlık yitimi

  • zayıflatmak

    -i Zayıf olmasına yol açmak"Zayıflamaktan değil, onu zayıflatmaktan çekinmiyordum." - F. R. Atay

  • harap

    sıfat Bayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran"Mezarlığın ortasında altı adet mermer sütunlu harap bir kümbet göze çarpar." - S. M. Alus

  • hurda

    isim Eski maden parçası"Sonra birdenbire duruluvermiş. Oturmuş demir hurdaların üstüne." - N. Hikmet

  • aşındırmak

    -i Aşınmasına yol açmak

  • tüketmek

    -i Kullanarak, harcayarak yok etmek, bitirmek, yoğaltmak"Titreyen elleri baş ucundaki sürahiye gide gele içindeki suyu tüketmişti." - E. E. Talu

  • israf etmek

    gereksiz yere harcamak, savurganlık etmek, tutumsuzluk etmek"İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." - Y. K. Karaosmanoğlu

  • savurganlık

    isim Tutumsuzluk"Bu göze görünmeyen güçlü finans canavarları, savurganlığı teşvik ediyorlar." - A. Boysan

  • aşınmak

    nsz Birbirine sürtünerek incelmek

  • süprüntü

    isim Temizlik yapıldığında toplanan toz ve çöp, çer çöp"Elinde tuttuğu, içi süprüntü dolu faraşı merdivenlerin dibine boşalttı." - E. E. Talu

  • harap etmek

    harap duruma getirmek"Mezarlığın ortasında altı adet mermer sütunlu harap bir kümbet göze çarpar." - S. M. Alus

  • israf

    isim Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık"İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." - Y. K. Karaosmanoğlu

  • döküntü

    isim Dökülmüş, saçılmış şeyler"Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar." - Y. K. Beyatlı

  • beyaban

    isim Çöl

  • harabiyet

    isim Haraplık"Beyin korteksinin harabiyeti sonucu bir olguyla karşı karşıya imişiz." - T. Dursun K

  • heba olmak

    boşa gitmek, ziyan olmak

  • heder

    isim Karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma

  • heder olmak

    boşa gitmek, boşuna geçmek

  • savurma

    isim Savurmak işi"Adam ise eldivenli eliyle zırhın öbür ucuna yapışmış, delikanlıyı sağa sola savurmaya başlamıştı." - İ. O. Anar

  • telef

    isim Hayvanı yok etme, öldürme

  • viraneye çevirmek

    yıkıntı durumuna getirmek"Viranede oynayan çocukların sesleri gittikçe azalıyor." - P. Safa

  • yıkım

    isim Yıkma işi

  • çarçur

    isim "Gereksiz yerlere harcayıp tüketmek" anlamındaki çarçur etmek ve "gereksiz yere harcanmak, ziyan olmak" anlamlarındaki çarçur olmak sözlerinde geçer"Birikmiş parasını, elindeki sermayeyi çarçur etmesinden koruyabilmek için yine yalanlara başvuruyordu." - N. Cumalı

  • kullanılmaz
  • terkedilmiş
  • işe yaramaz
  • ıskarta mal
  • atılmış
  • bedenden çıkarılmış
  • boş arazi
  • boşuna sarfetmek
  • değerlendirmeme
  • gereksiz şeye kullanmak
  • ifraz edilmiş
  • israf, savurganlık, artık, artık madde, kullanılmayan, boş, çorak, kıraç, işe yaramaz, israf etmek, çarçur etmek, güçten düşmek, zayıflamak, güçten düşürmek, zayıflatmak
  • iyi kullanmama
  • kullanıp yıpratmak
  • metruk arazi
  • yeterinden fazla
  • çöktürücü
  • ıssız yer
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı