- göz
isim, anatomi Görme organı, basar
- önsezi
isim Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, hissikablelvuku, altıncı duyu, altıncı his"Bir önsezi, benliğini derinden derine yokluyor kuruntusuna kapılmıştı." - T. Buğra
- görüş
isim Görme işi
- sanı
isim Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap"Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar?" - N. Ataç
- düş
isim Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya"Dadaloğlu'm, sevdası var başımda / Gündüz hayalimde, gece düşümde" - Dadaloğlu
- hayal
isim Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya"Mustafa Kemal hayallerin değil hakikatlerin adamı idi." - F. R. Atay
- hayal gücü
isim Zihnin hayal yaratma yetisi, düş gücü, imgelem, muhayyile
- görüntü
isim Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
- vizyon
isim Görünüm
- görme
isim Görmek işi, rüyet"İnsanın sözünün başkalarına ulaştığını, onlarla buluştuğunu görmesi gönendirici, güzel bir duygu." - N. Meriç
- kuruntu
isim Yanlış ve yersiz düşünce, evham"Evlenmek kuruntusu ile satılmaya giden iki mahalle kızı sol tarafta." - A. Gündüz
- evham
isim Kuruntular"Evhama gelince, o dipsiz bir kuyunun ağılı suyudur." - E. Şafak
- imgelem
isim, ruh bilimi Hayal dünyası, imajinasyon"İmgelemimde bir sahne uyduruyorum. Deniz kenarında oturuluyor." - N. Meriç
- tasavvur
isim Göz önüne getirme, hayal etme, zihinde canlandırma
- görü
isim Görme yetisi
- hayalet
isim Gerçekte var olmadığı hâlde bazen görüldüğü sanılan peri, hortlak vb. görüntüler"Gözümün önünden durmaksızın geçen bir hayalet var." - Y. Z. Ortaç
- hülya
isim Tatlı düş, hayal"Kimse farkında değil, anlaşılan, yaptığının / Kafalar tütsülü hülya ile, gözler kızgın" - M. A. Ersoy
- sanrı
isim, ruh bilimi Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, varsanı, birsam, halüsinasyon"Olmaz, gerçek olamaz bu yaşadığımız, ya sanrı ya sanrıya çok yakın bir şey." - A. İlhan
- seziş
isim Sezme işi"Çirkinliği sezişim ve düzeltişim o kadar hoşuna gidiyor ki, beni göğsüne basıyor ve iftihar gözyaşları döküyor." - N. F. Kısakürek
- görme kuvveti
- kuruntuya dayanan şey
- görüş kabiliyeti, görüş, görme, gözü açıklık, feraset, tasavvur, oy, hayal, arzu, istek, tahayyül, görünüş, tasvir
- hayal gibi görmek. visional hayali.