- çıkar
isim Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar
- kar
isim Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı"Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu." - T. Buğra
- kazanç
isim, ticaret Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü"Sırtında hep aynı kahverengi elbise bulunduğuna göre fazla bir kazanç da sağlamıyordu." - C. Külebi
- zafer
isim Savaşta kazanılan başarı"Al bir kalpak giymişti al / Al bir ata binmişti al / Zafer ırak mı dedim / Aha diyordu" - F. H. Dağlarca
- yarar
isim Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj"Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık." - A. İlhan
- başarı
isim Başarma işi, muvaffakiyet"Bu başarı, onu garip bir yolda boşluk ve yalnızlık içinde bırakmıştı." - H. E. Adıvar
- galibiyet
isim Yengi"İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler." - Atatürk
- utku
isim Yengi
- galebe
isim Yengi"Böyle giderse tamamıyla galebe ümit ettiğini haber veriyordu." - P. Safa
- muzafferiyet
isim Üstün gelme, üstünlük, zafer kazanma"Bir sene, her gün başka bir muzafferiyet haberi getirerek geçti." - Ö. Seyfettin
- yengi
isim Birçok emek ve tehlikeli uğraşma pahasına erişilen mutlu sonuç, utku, galibiyet, galebe, zafer
- zafer, utku, galibiyet