- dönme
isim Dönmek işi"Dönmeyi kararlaştırmış da olsa bir aksilik, mutlaka bir aksilik, benim saadetime engel olacaktı." - T. Buğra
- dönmek
nsz Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek"İçeride anahtarın acı bir gıcırtıyla döndüğünü duydum." - Y. Z. Ortaç
- çevirmek
-i Bir şeyin yönünü değiştirmek"Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." - Y. Z. Ortaç
- değişmek
nsz Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek"Beş yılda her şey ne kadar çabuk değişmişti." - A. Ağaoğlu
- döndürmek
-i, -e Dönmesini sağlamak
- sapmak
-e Yön değiştirmek"Evvela kuşların bulunduğu tarafa saptım." - A. Haşim
- bocalamak
nsz Gemi rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmek
- yön değiştirmek
- saat yel kovanı doğrultusunda yön değiştirmek
- yön değiştirmek, dönmek