- katlanmak
nsz Katlama işi yapılmak"Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." - E. Şafak
- geçmek
-e Bir yerden başka bir yere gitmek"Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim." - T. Buğra
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- geçirmek
-i Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak
- olmak
nsz Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak"En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu." - S. F. Abasıyanık
- müptela olmak
alışmak, düşkün olmak, tutulmak"Kumara müptela."
- uğramak
-e Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak"Karaya uğramak, her denizci gibi cinine gidiyordu." - Halikarnas Balıkçısı
- maruz kalmak
bir olay veya bir durumla karşı karşıya olmak"Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur." - P. Safa
- -e uğramak, çekmek, geçirmek
- muptela olmak.