- basma
isim Basmak işi"Eşyanın üstüne çıkıp basmaya, üstünde zıplamaya başladık." - A. Kutlu
- yol
isim Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik
- belirti
isim Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane"Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok." - A. Ümit
- yığın
isim Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe"Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." - N. F. Kısakürek
- kuyruk
isim Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ
- geri kalmak
arkada kalmak"Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi." - N. Cumalı
- takip etmek
yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitmek, izlemek"Hazım Aslan'ı, bir polis hafiyesi gibi günlerce takipten sonra bulmaya muvaffak oldum." - H. E. Adıvar
- iz
isim Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare"Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm." - S. F. Abasıyanık
- izlemek
-i Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek"Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi." - A. Ümit
- sürüklemek
-i Bir şeyi yerden kaldırmadan iterek veya çekerek götürmek"Prenses koluma girdi, sürüklercesine büfeye götürdü." - A. Gündüz
- patika
isim Engebeli yerlerden gelip geçenlerin ayak izlerinden oluşan, tekerlekli araç işlemeyen dar yol, çığır, keçi yolu, yolak"Selim çıkını aldı, güneşte ağaran patika yolunu tuttu." - Halikarnas Balıkçısı
- sürüklenmek
-e Sürükleme işi yapılmak veya sürükleme işine konu olmak"Gönlümü dondurdu kimsesizliğim / Yetişir bu yalnız sürüklendiğim" - E. B. Koryürek
- iz bırakmak
etkisini kalıcı duruma getirmek"Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm." - S. F. Abasıyanık
- kaşınmak
nsz Kaşıntısı olmak, kaşıma isteği duymak"Başım kaşınıyor."
- sürünmek
nsz Karnı üzerinde sürünerek gitmek"İçimize tekrar emniyet geldikten sonra, karnımız üstünde sürünerek Nil'e, sonra öteki sahile geçtik." - R. H. Karay
- kayak pisti
Turizm ve Otelcilik, Kar üstünde sportif amaçla düzenlenmiş iniş yolu.
- pist
ünlem Kediyi kovmak için kullanılan bir seslenme sözü
- sürü
isim Evcil hayvanlar topluluğu"Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu." - R. H. Karay
- geriden izlemek
- izleyerek avlamak
- peten
- peşinde bırakmak
- sürüklenen şey
- aramak. trail rope çekme halatı. hit the trail yola koyulmak. She left a trail of broken hearts. Ardında bir yığın kırık kalp bıraktı.
- arkası sıra yerde sürüklemek
- ayakla çiğneyerek yol yapmak
- bitki gibi yerde uzamak
- iz, koku, patika, keçiyolu, kuyruk, izini sürmek, izlemek, peşinden sürüklemek, sürüklenmek
- keçiyolu
- keçiyolu. trail one' coat başına belâ aramak
- top arabasının kundak kuyruğu