- açı
isim, matematik Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- cehennem
isim, din b. (***) Dinî inanışlara göre, dünyada günah işleyenlerin öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu"Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu." - R. N. Güntekin
- dert
isim Üzüntü"Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden" - Halk türküsü
- canını sıkmak
sözlerle veya davranışlarla kişinin neşesini kaçırmak, huzurunu bozmak
- başını ağrıtmak
gereksiz sözlerle birini bunaltmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- işkence
isim Bir kimseye maddi veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet
- cefa
isim Zulüm"Esirlikte ve cefada, millet ruhunu tavlandıran bir sır olduğuna o akşam inandım." - R. E. Ünaydın
- elem
isim Acı, üzüntü, dert, keder"Bu derdi huy edinenler elem çekmez." - N. F. Kısakürek
- keder
isim Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ızdırap, tasa"Hiçbir kederim yoktu ki onun bir tatlı kelamıyla bertaraf olmasın." - A. H. Müftüoğlu
- çile
isim Zahmet, sıkıntı"Bizim bu dünyadaki hayatımız da bir çileden ibaret olduğu düşünülecek olursa en münasip çilenin de burada olması icap ediyordu." - A. H. Çelebi
- sorun
isim Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem"Türkiye'ye gölge oyununun ne zaman ve nasıl girdiği sorunu üzerine çeşitli yorumlar bulunmaktadır." - M. And
- azap
isim Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç"Azabın, biliyorum, ölümden daha derin / Baba, isyan etmesin gökyüzüne kederin" - F. N. Çamlıbel
- eziyet etmek
zahmet ve sıkıntı vermek, canını yakmak
- üzgü
isim Yersiz ve gereksiz olarak çektirilen sıkıntı, eziyet, eza, cefa
- ıstırap
bakınız ızdırap
- eziyet
isim Zulüm
- eza
isim Üzme, sıkıntı verme, üzgü"Gün geçtikçe içimde anlaşılmaz bir eza uyanmaya başlamıştı." - R. N. Güntekin
- ezinç
isim Organik veya ruhsal büyük sıkıntı, azap
- cehennem.
- şiddetli acı
- azap çektirmek
- işkence etmek
- acı çektirmek
- çile çektirmek
- eza vermek
- işkence aleti
- büyük acı, sancı, eziyet, acı çektirmek, eziyet etmek
- kızdırmak. tormentingly işkence edercesine. tormentor eziyetçi kimse
- sahne içindeki yan perde.