-
cehennem sıcağı : isim Aşırı sıcak
-
cehennem taşı : isim, mineraloji Gümüşün nitrik asitte ergitilmesiyle elde edilen, havaya dayanıklı, ışıkta bozulmayan beyaz kristal
-
cehennem kütüğü : isim Cehennemde yanmaya yaraşır kimse
-
cehennem azabı : isim, din b. (***) Cehennemde uğranılacağına inanılan ceza
-
cehennem hayatı : isim Büyük sıkıntı ve üzüntülerle dolu yaşayış"Bu ikisinin arasında senelerce süren bir cehennem hayatı oldu." - H. Z. Uşaklıgil
-
cehennem zebanisi : isim Zalim, acımasız kimse
-
cehennem gibi : çok sıcak"Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu." - R. N. Güntekin
-
cehennem ol! : "defol!" anlamında kullanılan bir söz"Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu." - R. N. Güntekin
-
cehennem olup gitmek : defolmak"Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu." - R. N. Güntekin
-
cehenneme çevirmek : yaşanılmaz bir duruma getirmek"Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu." - R. N. Güntekin
-
cehenneme kadar yolu var : "defolsun, istediği yere kadar gitsin" anlamında kullanılan bir söz"Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu." - R. N. Güntekin
-
cehennemi boylamak : sevilmeyen bir kimse ölmek"Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu." - R. N. Güntekin
-
cehennemin dibi (veya bucağı) : çok uzak yer"Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu." - R. N. Güntekin
-
cehennemin dibine gitmek : kızılan bir kimse defolup gitmek"Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu." - R. N. Güntekin