- gözyaşı
isim Gözyaşı bezlerinin salgıladığı, bazı etkilerle akan duru sıvı damlacıklarından her biri, yaş (II)"Birer kalp bıraktılar bize kırık / Ömrümüzce gözyaşı döktürecek" - C. S. Tarancı
- yas
isim Ölüm veya bir felaketten doğan acı ve bu acıyı belirten davranışlar, matem"En büyük bahtiyarlık yasını dindiremez / Baba, benim kalbime sensiz kimse giremez" - F. N. Çamlıbel
- damla
isim Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı"Elime bir damla yağmur düştü." - H. E. Adıvar
- yırtık
sıfat Yırtılmış olan"Yırtık yeri birleştiriyor, yapıştırmaya çalışıyor, yapamıyor, yatağın üstüne kapanıp hıçkıra hıçkıra ağlıyordum." - A. Ağaoğlu
- yarık
isim Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak"Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk." - A. Gündüz
- kırmak
-i Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak"Taşları kırmak. Bardağı kırmak."
- koparmak
-i Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak"O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın!" - O. C. Kaygılı
- yolmak
-i Bitki, tüy vb.ni çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak"Yoluyor mu, ne yapıyor bilmem, pişik suratlı olmuş." - M. Ş. Esendal
- parçalamak
-i Parçalara ayırmak, bütünlüğünü bozmak, parça parça etmek"Biraz iyi bakınca gördüm ki kuş, yılanı parçalayıp yiyor." - M. Ş. Esendal
- yarmak
-i Uzunlamasına bölüp ayırmak"Odunu yarmak."
- yarılmak
nsz Yarma işi yapılmak
- yırtılmak
nsz Yırtma işi yapılmak veya yırtma işine konu olmak"Minibüs yolunda işçilerin üstü yazılı bezleri yırtıldı." - L. Tekin
- yırtmak
-i Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak"Artık küstahlığın perdelerini yırtmasam da camlarını çatlatabilirim." - A. N. Asya
- kopmak
nsz Herhangi bir yerinden ikiye ayrılmak"Tel koptu. İp koptu."
- cümbüş
isim Eğlence"Onlara çok zaman kedi, köpek, horoz, tavuk taklidi yapar, dükkânın önünde bir alay adam toplanır, bir cümbüştür giderdi." - H. E. Adıvar
- dilmek
-i Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek"Şimdi bu elemanları ince ince dileceğim." - A. Gündüz
- ditmek
-i Yün, pamuk vb.ni tellere ayırarak kabartmak
- paramparça etmek
pek çok parçaya ayırmak"Yalnız paramparça gömleğinin üstünde kocaman bir kırmızı kravat var." - R. N. Güntekin
- yırtılma
isim Yırtılmak işi"Ben evrakı yırtılmaya hazır bir deste hâline getirince güçlükle söylendi." - R. H. Karay
- Gözün gözyaşı bezesi tarafından salgılanan, normal işlevi gözü temizlemek ve kayganlaştırmak olan, şeffaf ve tuzlu sıvı; göz irite olduğunda, veya esneme, gülme veya ağlama gibi durumlarda üretimi artar.
- gözyaşı, yırtmak, cırmak, yırtılmak, cırılmak, kopmak, koparmak, hızla ilerlemek, paldır küldür gitmek,
- cıngı
- gözyaşına benzer şey
- köstebek yuvasına çevirmek
- yırtık şey
- çok hırpalamak
- çılgın gibi koşmak
- çılgınca eğlence