- uyum
isim Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk"Gerçekten de sonsuz bir sessizlik, bir uyum, bir şiir sarmıştı ortalığı." - N. Araz
- Tat
isim Canlıların besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum
- tat alma duyusu
isim Ağza konulan nesnelerin tadını anlamaya yarayan duyu, tat duyusu
- üslup
isim Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz"Akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir." - A. Ş. Hisar
- tadına bakmak
ağzına alıp tadını denemek, test etmek
- görmek
-i Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek
- zevk
isim Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz"İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık" - Y. K. Beyatlı
- denemek
-i Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için bir insanı, bir nesneyi veya bir düşünceyi sınamak, tecrübe etmek"Gelecek ise daha denemediğimiz zaman kesitidir." - N. Uygur
- beğeni
isim Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk"Kadınlar hoşgörü ve beğeniyle dansı alkışlarlar." - N. Hikmet
- lezzet
isim Ağız yoluyla alınan tat"Tekrar odaya dönse bu kaynağın suyunda umduğu lezzeti tekrar bulabilecek miydi?" - Y. K. Karaosmanoğlu
- tatmak
-i Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
- çeşni
isim Yiyeceğin ve içeceğin tadı, tadımlık"Çeşni olsun diye..."
- hazzetme
isim Hoşlanma
- çeşnisine bakmak
tadına bakmak"Çeşni olsun diye..."
- az miktarda şey
- tadımlık miktar
- tatmak, tadına bakmak, tat almak, tadını almak, belli bir tadı olmak, tat, tadımlık, beğeni, zevk
- yudumluk