- kara
isim, jeoloji Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak"Kurbağa karada da soluk alır, suda da." - N. Hikmet
- kara
isim En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı
- tan
isim Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir
- yanık
sıfat Yanmakta olan"Binada yanık lamba bırakmayın."
- esmer
isim Siyaha çalan buğday rengi
- güneş yanığı
isim Güneşte uzun süre ve korumasız olarak kalma sonucunda deride oluşan rahatsızlık"Üstleri başları tozdan, yüzleri güneş yanığının oluşturduğu derin çizgilerden oluşurdu." - A. Kutlu
- tabakhane
isim Hayvan postunu kullanılacak duruma getirme işleminin yapıldığı yer, sepi yeri
- dayak atmak
dövmek, sopa ile dövmek
- bronz
isim Tunç
- bronzlaşmak
nsz Güneşte yanarak bronz rengini almak
- yanmak
nsz Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak"Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir." - Anayasa
- açık kahverengi
isim Kahverenginin bir veya birkaç ton açığı, sütlü kahve, kestane rengi, kestane dorusu
- tanen
isim Birçok bitkisel maddede bulunan, deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir madde
- bronzlaştırmak
-i Bronzlaşmasına yol açmak
- kamçılamak
-i Kamçı ile vurmak
- sepilemek
-i Deri, post vb.ni kullanılabilecek bir duruma getirmek için çeşitli işlemlerden geçirmek, uygulamak, tabaklamak
- tabaklama
isim Tabaklamak işi
- tabaklamak
-i Hayvan postlarını kullanılabilecek duruma getirmek amacıyla değişik kimyasal maddelerle işlemek, terbiye etmek
- taba rengi
- de bagat etmek
- güneşe göstererek karartmak
- güneşte yanıp esmerleşmek
- mazı tozu
- sarımsı kahverengi
- ten yanığı
- güneşte ya da ateşte yanmak
- güneşte yanmış ten rengi
- sepicilikte kullanılan. tan pit
- tabakhane.
- tan vat debbağhane kuyusu. tan yard debbağhane