- parça
isim Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey"Yolun bu parçası bozuk."
- yazıt
isim Bir kimse veya bir olayın anısını yaşatmak için bir şey üzerine kazılan yazı, kitabe"Orhon yazıtları."
- kalıp
isim Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa
- levha
isim Bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha"İçeri girince göze ilk çarpan şey duvardaki yazı levhaları oluyordu." - R. N. Güntekin
- bloknot
isim Yaprakları kolayca çıkartılabilecek bir biçimde yapılmış not defteri"Bloknot sağda, takvim her zaman önünde." - Y. Z. Ortaç
- kitabe
isim Yazıt
- yazı tahtası
isim Okullarda üzerine yazı yazılan, genellikle kara tahta
- tablet
isim Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde"İlaç tableti. Nane şekeri tableti."
- hap
isim Kolayca yutulabilmesi için toparlak duruma getirilmiş ilaç"Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş." - B. Felek
- komprime
isim Çoğu kez yassı veya silindir biçiminde katı ilaç, hap, sıkıt
- sıkıt
isim Komprime
- Fotoğrafçılık, Ekranda özel kalemiyle doğrudan çizim yapmayı sağlayan ve fareye kıyasla daha hassas çalışan aygıt.
- Tarih, Eski Mezopotamya ve Anadolu uygarlıklarından kalma, üzeri yazı ya da resimli pişmiş topraktan yapılmış küçük levha.
- Sanat, Üzeri resimli veya yazılı pişmiş topraktan yapılmış levha.
- karatahta
- yazı kâğıdı destesi
- kalıp.
- plâket
- tablet, kitabe, yazıt, tablet
- yassı hap