- büyük dalga
isim, fizik Uzun dalga radyo yayını
- çalkantı
isim Deniz ve gölde dalgalanma"Kaptan, gemiyi ağzına kadar doldurmuş, gemi yan yatmış, bir deniz çalkantısıyla alabora olmuş." - N. Hikmet
- hücum
isim Saldırı"Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı" - Y. K. Beyatlı
- akın etmek
düşman ülkesine saldırmak, baskın yapmak"Adayı bir rençper akını doldurmuştu." - S. F. Abasıyanık
- dalgalanmak
nsz Üzerinde dalga oluşmak
- taşkın
sıfat Taşmış bir durumda olan
- taşmak
nsz Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmak"Hayvanın ağzından taşan beyaz köpüklere biraz da kan karıştı." - H. Taner
- kabarma
isim Kabarmak işi"Böyle birdenbire kabarmayı, sonra yine birdenbire sönüvermeyi anlıyorum." - N. Hikmet
- taşma
isim Taşmak işi
- kabarmak
nsz Ağırlığı artmadan hacmi büyümek"Ekmek iyi kabardı."
- kaynamak
nsz Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak"Su, 100 °C'de kaynar."
- artış
isim Artma işi, artım"Bu artış nicelik bakımından olduğu kadar nitelikte de görüldü." - M. And
- çoğalmak
nsz Azken çok olmak, çok duruma gelmek, artmak, fazlalaşmak, ziyadeleşmek"Ansızın aşağıda ayak sesleri, uğultular çoğaldı." - Y. Z. Ortaç
- birden kabarıvermek
- kabarıp yuvarlanmak
- ani hareket
- birden kayıvermek
- büyük dalga gibi sürükleme
- büyük dalga, dalgalanma, dalgalanmak, yükselmek
- elektrik akım veya gücünün süratle artması veya yükselip düşmesi
- ırgatın daralan kısmı