- kök
isim, bitki bilimi Bitkileri toprağa bağlayan ve onların, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm
- kök
isim, müzik Sazı kurmaya yarayan burgu
- kütük
isim Kalın ağaç gövdesi
- bacak
isim, anatomi Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü"Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu." - P. Safa
- meydan okumak
korkmadığını, çekinmediğini açıkça bildirmek, kavga veya yarışmaya çağırmak"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin
- kalıntı
isim Artıp kalan şey, bakiye
- şaşırtmak
-i Şaşırmasına sebep olmak"İşte Galip, böyle bir muhitte herkesi şaşırtan büyük bir kabiliyetle meydana çıkıverdi." - A. H. Çelebi
- afallamak
nsz Şaşkınlıktan sersemleşmek"Herifin deli olduğunu anlayınca afalladım da serinkanlılığımı kaybetmedim." - B. Felek
- çotuk
isim Dışarıda kalmış ağaç kökü
- izmarit
isim, hayvan bilimi İzmaritgillerden, pullu ve kılçıklı bir tür küçük balık (Maena smraris)"Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor." - A. Ümit
- koçan
isim Marul, lahana vb. sebzelerde yaprakların çıktığı sert gövde
- kımıldanmak
nsz Kımıldamak"Maçın sonuna dek kafasına birdenbire yumruk yemiş bir çocuk şaşkınlığıyla kımıldanmadan oturdum." - N. Hikmet
- bir şeye çarpmak
- kesip kökünü bırakmak
- bacaklar
- bir yerden bir yere dolaşarak siyasi nutuklar vermek
- karakalem resimde kullanılan meşin kalem
- kesilen uzvun geri kalan parçası
- kütük, kesilen bir şeyin kalan parçası, küçülmüş kalem, sigara izmariti, şaşkına çevirmek, sersemletmek, şaşırtmak, paldır küldür yürümek
- kımıldanmak.
- meydan okuma
- siyasi hatiplere mahsus platform
- topallayarak yürümek. be up a stump âciz olmak
- şaşkın bir halde olmak