- eğitim
isim Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye"Sadece kolejinizde değil eğit
- çalışma
isim Çalışmak işi, emek, say"Sonradan kapının kaldırılıp yerine takılması için yetmiş kişinin çalışması icap etti." - N. F. Kısakürek
- okuma
isim Okumak işi, kıraat"Okuması vardı, yazması azdı." - B. Felek
- deneme
isim Denemek işi, sınama"Bu denemeleri yaptığıma hiç pişman değilim. Bugüne kadar yararlıklarını görüyorum." - N. Hikmet
- öğrenim
isim Herhangi bir meslek, sanat veya iş için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma, tahsil"Öğrenimini bitirmeye bir yıl kala Türkiye'deki büyük fabrika sahiplerinden çağrılar alıyormuş." - M. C. Anday
- düşünme
isim Düşünmek işi, tefekkür"Yedi yıl önceki o ayları düşünmeme zaman kalmıyor." - A. Ağaoğlu
- çalışma odası
isim Konutlarda çalışmak için özel olarak ayrılmış ve döşenmiş oda"Burhan Belge çalışma odasından geliverdi." - N. F. Kısakürek
- etüt
isim Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma
- gayret
isim Çalışma, çaba, çalışma isteği"Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." - M. Yesari
- araştırma
isim Araştırmak işi, araştırı, istikşaf, taharri, tetkik
- tahsil
isim Parayı alma, toplama"İcra yoluyla tahsile gideriz, o sonra parasını geri alır." - B. Felek
- gayret etmek
emekle çalışmak, çabalamak, uğraşmak"Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." - M. Yesari
- eskiz
Ressamlar herhangi bir nesneyi çizim için belirledikten sonra başlamadan önce yaptıkları taslak ve ön çalışmaya eskiz denir. Çizim yapacak olan ressam ilk önce becerisini taslak halinde sergileyerek sona asıl resme başlar. Yapılacak olan resimde hataların önüne geçilerek eskiz çizim gerçekleşir.
- düşünmek
-i Aklından geçirmek, göz önüne getirmek"Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım" - N. H. Onan
- araştırmak
-i Birini veya bir şeyi bulmak için bir yeri gözden geçirmek"Odayı iyice araştırdım ama aradığımı bulamadım."
- mütalaa etmek
okumak"Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." - Ç. Altan
- muayene
isim, tıp (***) Bir kimsenin hasta olup olmadığını veya hastalığın ne olduğunu araştırma, sağlık muayenesi"Doktor muayenesine gitmek için aldığı her randevunun ardından korkudan iştahı kesiliyordu." - S. Erez
- öğrenmek
-i Bilgi edinmek"Gerçi yeni nesil, eskiyi öğrenmekte bir fayda görmüyor ama ben gene de yazayım." - B. Felek
- taslak
isim Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma"Evet, diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde." - R. H. Karay
- inceleme
isim İncelemek işi, tetkik"Bu sorunun sistematik incelemesini yapmak bana düşmez." - A. Boysan
- dalgınlık
isim Dalgın olma durumu"Kendisine bir dalgınlık ve unutkanlık gelmiş." - P. Safa
- incelemek
-i Bir işi veya bir şeyi ele alıp özelliklerini, ayrıntılarını inceden inceye, özenli bir biçimde anlamaya, öğrenmeye çalışmak, tetkik etmek"Ne kitap okur ne de başkalarının düşüncesini inceler." - S. Birsel
- tetkik etmek
incelemek"Galata lokantalarının yemekleri üzerine tetkikler yapmaya başlamış." - A. Rasim
- çalışmak
nsz Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak"Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz" - E. B. Koryürek
- tetkik
isim İnceleme"Galata lokantalarının yemekleri üzerine tetkikler yapmaya başlamış." - A. Rasim
- yazıhane
isim Yazı ve danışma işlerinin yürütüldüğü iş yeri, büro"Yazıhaneye girdi, kâtiple camekânlı bölmede konuşuyor." - R. H. Karay
- öğretmek
-i, -e Bir kimseye bir konuda bilgi ve beceri kazandırmak"Böyle görünmesini öğretmişler, sağlam bir terbiye almış." - R. H. Karay
- mütalaa
isim Etüt"Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." - Ç. Altan
- öğrenme
isim Öğrenmek işi"Öğrenme konusundaki yorulmayan açlığımı karşılayan bir okuldaydım." - A. Kutlu
- okumak
-i Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek"Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu." - F. R. Atay
- irdelemek
-i Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer incelemek, araştırmak, tetkik ve tetebbu etmek, mütalaa etmek"Tanpınar sanki gördüğü, irdelediği konuları, sorunları bize bir an önce iletmek istiyor." - S. İleri
- irdeleme
isim İrdelemek işi
- tefekkür
isim Düşünme, düşünüş"Her şeyden evvel kendisinde tefekkürle hissin yüksek bir imtizacı fark ediliyordu." - A. H. Çelebi
- çalışkanlık
isim Çalışkan olma durumu, faaliyet"Bunda ne hocanın bilgisi ne çocuğun çalışkanlığı rol oynar." - B. Felek
- çalışma, okuma, inceleme, taslak, çalışma odası, okumak, çalışmak,
- alıştırma taslak
- kalem tecrübesi