- baş
isim, anatomi İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- baş
isim Çıban
- başlangıç
isim Bir iş, bir dönem, bir hayat vb.nin ilk bölümü"Hayatın başlangıcı gibi sonu da bir ninni, masal ve uyku ihtiyacını duyuyor." - A. Ş. Hisar
- hareket
isim, fizik Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
- sıçrama
isim Sıçramak işi
- üstünlük
isim Üstün olma durumu, faikiyet, rüçhan, avantaj"Bunlar kendilerini kıskançlık gibi, üstünlük gibi gençlik hislerine kaptıran hanımlardı." - A. Ş. Hisar
- hareket etmek
yola gitmek, yola çıkmak
- harekete geçmek
bir işi yapmaya başlamak, bitirmek amacı ile bir işe girişmek
- başlama
isim Başlamak işi
- kalkış
isim Kalkma işi
- mühlet
isim Vade
- sarsılmak
nsz Sarsma işine konu olmak"Aniden hızla itildi kapı, şöyle bir sarsıldı çıngırak." - E. Şafak
- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- avantaj
isim Üstünlük
- sıçramak
-e Ayaklarla, birdenbire ve kuvvetle yeri teperek hızla yukarıya veya ileriye atılmak"Çocuk taştan taşa sıçrayarak gitti."
- fırlamak
nsz Hızla, birdenbire bulunduğu yerden çıkmak, ayrılmak"Çalgıcıların oğlu, elinde kenarları zilli kocaman bir tefle ortaya fırladı." - L. Tekin
- başlamak
Görünmek"Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı." - S. F. Abasıyanık
- kurmak
-i Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek"Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk." - F. R. Atay
- gevşetmek
-i Sertlik ve gerginliğini bozmak
- çıkarmak
-den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- çıkış
isim Çıkma işi"Pencerelerden odaya giriş çıkış kolaydı." - A. Kutlu
- ayrılmak
-e Ayırma işine konu olmak"Geçen hafta, Akşehir'de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı." - F. R. Atay
- çatmak
-i Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak"Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var." - F. R. Atay
- kalkmak
nsz Gitmek üzere yerinden ayrılmak"Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız."
- yola çıkmak
araca binmek üzere yolüstünde durmak
- bırakmak
-i Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
- başlatmak
-i, -e Başlamasına yol açmak"Operasyonu başlatacak işareti ondan bekliyoruz." - A. Ümit
- gevşemek
nsz Sertlik ve gerginliği bozulmak"Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti." - A. Gündüz
- çalıştırmak
-i, -e Çalışmasını sağlamak
- bidayet
isim Başlama, başlangıç"Sevdasını, bidayette kıyısından köşesinden paylaşırken, zamanla tamamen sahiplenmiş." - A. İlhan
- öncelik
isim Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, takaddüm"Bu olayda dikkate değer olan, neye öncelik verildiğinin anlaşılmasıdır." - İ. Özel
- çalışmak
nsz Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak"Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz" - E. B. Koryürek
- avans
isim Öndelik
- ürkmek
nsz Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek"Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı." - Ö. Seyfettin
- başlatma
isim Başlatmak işi
- start
bakınız çıkış, başlama
- irkilmek
nsz Ürkerek geri çekilir gibi olmak"Elimi omzuna koyuyorum. İrkiliyor, sertçe çeviriyor bakışını." - E. Bener
- başla
Boks, Boks maçını başlatmak için orta hakemin verdiği komut.
- irkilme
isim İrkilmek işi"Bu kelime, birdenbire insana şöyle bir irkilme verir." - N. F. Kısakürek
- seğirmek
nsz Genellikle vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak"Üç dört gün oluyor, sol gözümün alt kapağı seğiriyordu." - B. Felek
- silkinmek
nsz Üstünü silkmek
- ürkütmek
-i Ürküntü vermek
- harekete geçirmek
- ürküp sıçramak
- başlamak, başlatmak, çalışmak, çalıştırmak, irkilmek, sıçramak, yerinden hoplamak,
- dışarı uğramak
- evvelden başlama
- gelip geçici gayret
- geyik boynuzunun ucu
- tesisetmek
- yola koymak
- yola çıkma