- koltuk
isim Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer"Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı." - H. E. Adıvar
- düzen
isim Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem"Bilhassa toprak ve silah meselelerinin bir düzene konmasını, hem de tezelden istediler." - F. Otyam
- oyun
isim Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence"Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur."
- ahir
sıfat Son, sonraki
- Köşk
isim Bahçe içinde yapılmış süslü ev, kasır"Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık." - A. Haşim
- durdurmak
-i Durmasını sağlamak"Sızıntıları durdurmadan, bir önlem almadan ne diye bütün kitapları, eşyaları taşıdık ki!" - A. Ağaoğlu
- durmak
nsz Hareketsiz durumda olmak"Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu
- tezgâh
isim Genellikle dükkânlarda satıcıların önündeki uzun masa"Bir tezgâhtan öbürüne koşuyor, bir kumaş topunu bırakıp başkasına saldırıyordu." - R. H. Karay
- tehir etmek
ertelemek
- geciktirmek
-i Gecikmesine sebep olmak, tehir etmek
- ahıra kapayıp beslemek
- ahırda kalmak
- küçük dükkân
- yaralı parmak sargısı
- ahır, önü açık küçük dükkân, tezgâh,
- perdövites
- ahırda tek at için yapılmış bölme
- araba park edecek yer
- düzen.
- istemeyerek stop etmek
- orkestra üyelerinin veya kilise korosunun oturduğu kısmen kapalı yer
- soruşturmadan kaçınmak
- tutunma kaybı
- vakit kazanmaya çalışmak
- vakit kazanmaya çalışmak.
- çamur veya kara saplanıp durmak