- sağlam
sıfat Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil"En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." - F. R. Atay
- olumsuz
sıfat Yapıcı ve yararlı olmayan, hiçbir sonuca ulaşmayan, gözetilen amaca veya beklenilene uygun olmayan, menfi, negatif
- sabit
sıfat Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan
- sürekli
sıfat Kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimî
- dengeli
sıfat Dengesi olan, muvazeneli, stabil
- kararlı
sıfat Kesin karar vermiş olan"Hatta bu kararlı ve aceleci hâliyle katil suratlı kahveciyi ürkütmeyi başardığı bile söylenebilirdi." - İ. O. Anar
- ahir
sıfat Son, sonraki
- dam
isim Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm"Pencerenin önüne geçmiş, dalgın ve hiddetli nazarlarıyla karşıki damları seyrediyordu." - E. E. Talu
- dam
isim Dansta kavalyenin eşi"Erkeklerin kimi damlarının elinden, kimi kolundan, kimi de hafifçe omzundan tutmuş, geliyorlardı." - Ç. Altan
- Durağan
sıfat Yerini değiştirmeyen, yerli, hareketsiz, sabit"Sessizce gezinecek çevresinde, durağan bir yıldız gibi gökle birlikte dönecek o." - T. Oflazoğlu
- değişmez
sıfat Aynen kalan, değişikliğe uğramayan"İşte dünyanın peşin ve değişmez hükmü buydu." - S. Ayverdi
- devamlı
sıfat Sürekli, bitmeyen, kesintiye uğramayan
- oturaklı
sıfat Sağlam, gösterişli"Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez." - R. H. Karay
- sakin
sıfat Hareket etmeyen, kımıldamayan
- istikrarlı
sıfat Dengeli
- ekip
isim Takım"Aramızda ekipler kuracağız, maçlar yapacağız, oyunlar oynayacağız." - Ç. Altan
- azimli
sıfat Azmi olan
- baki
sıfat Sürekli"Dünyada zaten ne bakiydi?" - Ö. Seyfettin
- döşekli
sıfat Döşeği olan
- oturmuş
sıfat Yerleşik, yerleşmiş, güçlenmiş, stabil"Oturmuş bir kurum."
- tavla
isim At ahırı"Dağın ardında bir nazlı sultanım / Tavlamda doru bir küheylanım" - A. M. Dranas
- daimi
- sarsılmaz
- yıkılmaz
- bozulmaz
- devrilmez
- kımıldanmaz
- zeval bulmaz
- ahır, ahırdaki atlar, ahıra koymak, değişmez, durağan, sabit, kararlı, sağlam, sürekli, devamlı, kalıcı
- ahıra bağlamak ahırda oturmak veya yatmak.
- bir kararda
- bir kararda.
- muvazene. stableness sabitlik
- sarsılmazlık. stably sabit olarak
- sebatlı. stable equilibrium sabit dengeli olma
- çalışma grubu
- özel bir ahırın atları ve uşakları