- ekmek
isim Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
- ekmek
-i Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
- bir tutam
sıfat Çok az, bir tutamlık"Küçük oğul koltuğundaki bir tutam merteği bir kenara attıktan sonra, dut dalı bunlar, dedi." - O. Kemal
- serpmek
-i Bir şeyi dağılacak biçimde dökmek, saçmak
- yaymak
-i, -e Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek"Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı." - N. Cumalı
- saçmak
-i Bir şeyi ortalığa dağıtmak, dökmek"Oraya birikmiş sulara basarak çamurları etrafa saçtı." - M. Ş. Esendal
- serpinti
isim Dökülen veya akan bir şeyden sıçrayıp serpilen bölüm"Ali Rıza'nın ayaklarına kadar denizin serpintileri geliyordu." - S. F. Abasıyanık
- serpiştirmek
-i, -e Yağmur veya kar azar azar, ince ince yağmak, serpmek"Serpiştiriyordu kar soğuk gece yarısı." - B. Necatigil
- çiselemek
nsz Yağmur yavaşça yağmak"Mevsim kış, hava kapalı, yağmur ince ince çiseliyor." - R. N. Güntekin
- sulamak
-i Toprak, bitki, hayvan vb.ne su vermek"Babası çiçekleri suluyor ve öksürüyordu." - P. Safa
- çiseleme
isim Çiselemek işi
- [3] serpmek
- ekmek saçmak
- bir yerde tek tük bulunan şeyler.
- serpmek, ekmek, saçmak, çiselemek, serpinti, çisenti
- tavandaki delikli borularla su püskürterek yangın söndüren otomatik düzen
- yağmur sistemi. sprinkling serpinti
- çisenti. sprinkler serpme makinası sprinkler system serpici