- harç
isim Harcanan para, masraf
- bahsetmek
-den Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak"Annesine eziyet ettiğine inandığı babasından fazla bahsetmek istemediğini sezdim." - A. Kabaklı
- kaybetmek
-i Yitirmek"Hemen Yunus'un gençliğinde yavuklusu iken kaybettiği güzel kızı hatırladım." - A. Kabaklı
- harçlık
isim Ufak tefek gereksinimler için harcanacak para"Cebinden cüzdanını çıkarıp çocukları için harçlık dağıttı." - L. Tekin
- çıkmak
-den İçeriden dışarıya varmak, gitmek"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - F. R. Atay
- vermek
-i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin
- bitirmek
-i Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak"Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." - P. Safa
- geçirmek
-i Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak
- harcamak
-i Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek"İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü." - S. F. Abasıyanık
- tüketmek
-i Kullanarak, harcayarak yok etmek, bitirmek, yoğaltmak"Titreyen elleri baş ucundaki sürahiye gide gele içindeki suyu tüketmişti." - E. E. Talu
- israf etmek
gereksiz yere harcamak, savurganlık etmek, tutumsuzluk etmek"İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- sarf
isim Harcama, tüketme, kullanma
- sarfetmek
- bol bol vermek
- kuvvetini azaltmak