anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

so

Kelimeler > S ile başlayan kelimeler > so nedir ?
so
so, so nedir ,so ne demek
  • çok

    sıfat Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı"Bana matematik çok kolay geldi." - F. R. Atay

  • pek çok

    sıfat Yeterinden fazla, bir hayli"Ona hayran olanlarımız pek çok fakat ne yazık ki onu hakkıyla okumuş ve anlamış bulunanlarımız pek azdır." - İ. A. Gövsa

  • için

    edat Amacıyla, maksadıyla"Ukalalık yapmamak için bütün gayretine rağmen yine de o düşündüğünü yapmıştı." - S. F. Abasıyanık

  • sol

    sıfat Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı"Sol el. Sol kulak."

  • sol

    isim, müzik Gam dizisinde fa ile la arasındaki ses

  • sol

    isim Peru para birimi

  • şu kadar

    şunca"Bu parayı da şu adrese gönderiver." - A. Kutlu

  • doğru

    sıfat Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı

  • şöyle

    zarf Şunun gibi, şuna benzer biçimde

  • bu yüzden

    zarf Bundan dolayı"Bu yüzden kuruyordu o birbirinden leziz mezelerle, iştah açıcı yemeklerle donatılmış rakı masalarını." - E. Şafak

  • bu kadar

    yaklaşık"Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez." - A. Ümit

  • ayni

    sıfat Gözle ilgili

  • böyle

    sıfat Bunun gibi, buna benzer"Böyle bir teklifi kabul edeceğini sanmıyorum." - A. Ümit

  • yeter

    sıfat İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi

  • sonra

    zarf Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı"Önce parasız temsiller verilirken sonra paralı verilmeye başlandı." - M. And

  • o hâlde

    zarf Demek oluyor ki, öyleyse

  • ve

    Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu

  • ve

    bağlaç İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz"Galiba bir vehme kapılıyorum ve galiba bir hastalık beynimi kemiriyor." - A. Gündüz

  • öylesine

    zarf Aşırı bir biçimde, fazla, o kadar çok, o derece"Yüreğimizdeki uygarlaşma ateşi öylesine harlı yanıyordu ki hatalarımızı görmüyorduk." - A. Kulin

  • evet

    edat "Öyledir" anlamında kullanılan bir doğrulama veya onaylama sözü, olur, oldu, peki, tamam, ya, beli, ha, he"Evet, bu bahsin en canlı noktası buradadır." - Y. K. Beyatlı

  • öyleyse

    zarf O hâlde

  • de

    Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, okunuşu

  • ki

    bağlaç Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz

  • öyle

    sıfat Onun gibi olan, ona benzer"Ben öyle bir şey demedim." - R. H. Karay

  • o kadar

    çok fazla"O kış, önceki kışlardan daha az üşüdüm." - N. Cumalı

  • dolayısıyla

    zarf Dolaylı olarak, doğrudan ilgili olmayarak"Dolayısıyla onun da ne düşündüğünü anlamış olduk."

  • binaenaleyh

    zarf Bundan dolayı, bundan ötürü, bunun için, bunun üzerine"Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır." - N. Hikmet

  • böylece

    zarf Tam böyle, bu biçimde"Kadın, böylece ona bir teyze yakınlığı göstermişti." - H. E. Adıvar

  • kâfi

    sıfat Yeterli, yetecek ölçüde olan"Yalnız güzellik adi bir zevk kadını için bile kâfi değildir." - H. C. Yalçın

  • kadar

    edat Ölçüsünde, derecesinde"Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir." - S. F. Abasıyanık

  • demek

    nsz Söylemek, söz söylemek"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek

  • sonraları

    zarf Sonraki zamanlarda"Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu." - L. Tekin

  • e

    ünlem (e:) Başına getirildiği cümledeki kavrama göre çeşitli tonlar alarak birtakım duygular anlatan bir söz"E, artık bu söze diyecek yok!"

  • yani

    bağlaç "Demek oluyor ki" anlamlarında bir söz"Rıza Efendi de belki bu yüzden yani perde niçin açılmıyor diye sinirleniyor." - T. Buğra

  • güya

    zarf Sözde, sanki"Onlara çaktırmadan güya konuştuklarımızı yazıyorum." - A. Gündüz

  • sanki

    zarf Farz edelim ki, güya"Sanki toprak altına diri diri gömülen benim." - A. Ağaoğlu

  • öylelikle

    zarf Bu biçimde, en sonunda"Öylelikle güçlükler ortadan kalkar."

  • [Nedeni belirtilmemiş bir sonucu sunan bir ilgeç olarak kullanılır ]
  • da
  • bu nedenle
  • bunun için
  • bu şekilde
  • demek ki
  • öyle, o kadar, bu kadar, o derece, böyle, şöyle, bu yüzden, bu nedenle, demek
  • bu cihetle
  • bu münasebetle
  • bu suretle
  • müddetçe
  • pek iyi
  • pek âlâ
  • öyle ki
  • şartı ile
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • bektaşikavuğu
  • derdine düşmek
  • açık kapı hırsızı
  • dert yanmak
  • âdem evladı
  • dert eğirmek
  • âdembabaya dönmek
  • geçim derdi
  • derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen
  • dert anlatmak

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı