- budak
isim, bitki bilimi Ağacın dal olacak sürgünü
- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- uzun diş
isim, teknik Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan ve bir ek bileziğiyle bir ters somunu alacak uzunlukta açılmış vida
- engel
isim Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap"Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi." - A. Ağaoğlu
- yakalamak
-i Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak"Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım." - R. H. Karay
- sorun
isim Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem"Türkiye'ye gölge oyununun ne zaman ve nasıl girdiği sorunu üzerine çeşitli yorumlar bulunmaktadır." - M. And
- takmak
-i Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek"Gözlüğünü takıp masaya eğildi." - R. H. Karay
- mahzur
isim Sakınca"Artık söylemekte bir mahzur olmadığından gizlemek abes." - R. H. Karay
- çıkıntılı
sıfat Çıkıntısı olan
- pürüz
isim Bir şeyin düzgünlüğünü bozacak çıkıntı, gedik veya kusur"Cildin pürüzleri."
- agraf
isim Kopça
- mania
- geyik boynuzunun dalı
- gizli engel
- kancaya takıp yırtmak
- kırık diş
- çengel ile kapmak
- kırık dal, budak, fırlak diş, beklenmedik engel ya da güçlük
- nehir dibini kök veya dallardan temizlemek
- su dibinde bulunan ve kayıklar için tehlikeli olan kök veya dal
- çıkıntılı.