- parça
isim Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey"Yolun bu parçası bozuk."
- paçavra
isim Eskimiş bez veya kumaş parçası, çaput"Gemiden, sırtında çıkını ve üzerinde paçavralarla kör ve sağır bir adam indi." - İ. O. Anar
- dilim
isim Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça"Ekmek satan yer yokmuş, bir dilim kek alabilmek üzere bir pastacıya giriyorum." - A. Ağaoğlu
- zerre
isim Çok küçük parçacık"Kendi servetinden bir zerresini vatan namına feda etmemişti." - Ö. Seyfettin
- parçacık
isim Küçük parça, kırıntı"Onlara değin bir dolu anı, sevgi parçacıkları üşüşüyor belleğime." - N. Meriç
- parçalamak
-i Parçalara ayırmak, bütünlüğünü bozmak, parça parça etmek"Biraz iyi bakınca gördüm ki kuş, yılanı parçalayıp yiyor." - M. Ş. Esendal
- kıymak
-i Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramak"Eti kıymak."
- dilmek
-i Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek"Şimdi bu elemanları ince ince dileceğim." - A. Gündüz
- ditmek
-i Yün, pamuk vb.ni tellere ayırarak kabartmak
- ufak parçalara ayırmak
- kıymak.
- parça, lime, dilim, parçalamak, ince ince doğramak, kıymak