- birlikte
zarf Bir arada, beraberce, hep beraber"Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz / Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare" - T. Fikret
- omuz
isim, anatomi Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm"Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." - F. R. Atay
- sırt
isim, anatomi Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm"Arabacı katırın sırtına binmiş." - F. R. Atay
- sırtına almak
yüklenmek, çuvalı sırtına aldı"Arabacı katırın sırtına binmiş." - F. R. Atay
- omuzlamak
-i Omzuna almak
- banket
isim Şehirler arası yolların iki tarafında yayaların yürümesine ve taşıtların trafiği aksatmadan durabilmesine yarayan çakıl veya toprak yol
- hamail
Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür), Gümüşten dört köşe, kabartmalı veya telkari tarzında yapılan, içine âyetler ve küçük din kitapları konulan kab, muska, insan üzerinde taşınmaya mahsus olan dua veya küçük din kitabı.
- çiyin
- dağ yamacı
- destek olan şey
- kürek eti
- omuz vurmak
- omuz, çiğin, kürek, destek, banket, omuzla itmek, omuzlayarak özüne yol açmak, omuza almak, omuzlamak, kabul etmek, üstüne almak, yüklenmek
- omuza benzer çıkıntı
- tabya siperinin koltuğu
- üstkol