-
omuz başı : isim Kol ile omzun birleştiği yer"Kolumu öyle bir çekiş çekti ki omuz başım çatırdadı." - S. M. Alus
-
omuz eklemi : isim, anatomi Kol kemiğinin başını kürek kemiğinin yuva çukuruyla birleştiren eklem
-
omuz omuza : zarf Çok sıkışık bir durumda, yan yana"Omuz omuza durup kapıdan bahçeyi seyre çalışan bir bedevi kümesi yolunu kesmişti." - R. H. Karay
-
omzuna atmak : ceket vb. şeyleri tam olarak giymeden sırtına koymak"Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." - F. R. Atay
-
omuz kaldırmak : bilmez gibi davranmak"Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." - F. R. Atay
-
omuz öpüşmek : eşit derecede olmak"Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." - F. R. Atay
-
omuz silkmek : aldırmamak, önem vermemek"Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." - F. R. Atay
-
omuz vermek : omzuyla dayanmak"Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." - F. R. Atay
-
omuzda taşımak : çok saygı göstermek, yüceltmek, övmek"Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." - F. R. Atay
-
omuzları çökmek : bitkin, perişan ve yıkılmış bir durumda olmak"Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." - F. R. Atay