- tıraş
isim Saç veya sakalı kesme işi, yülüme"Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu." - M. Ş. Esendal
- tıraş etmek
tıraş işini yapmak"Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu." - M. Ş. Esendal
- tıraş olmak
erkek saçını, sakalını kesmek veya berberde kestirmek"Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu." - M. Ş. Esendal
- yontmak
-i Bir şeye istenilen biçimi vermek için dış bölümünü keskin bir araçla biçmek, kesmek"Boş zamanlarında tahta kaşık, kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı." - N. Araz
- kesmek
-i Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak"İpi kesmek."
- rende
isim Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
- rendelemek
-i Rende ile pürüzlerini gidermek, istenilen biçimi vermek"Tahtayı rendelemek."
- kazımak
-i Bir aleti sürterek bir şeyin yüzündeki tabakayı kaldırmak"Tahtanın boyasını kazımak."
- sıyırıp geçmek
- ince dilim
- sinekkaydı tıraş
- sürtünür gibi geçmek
- tıraş olmak, tıraş etmek, rendelemek, kesmek, tıraş