- saban
isim Çift süren hayvanların koşulduğu demir uçlu tarım aracı"Bak çorak tarlasında sabanına dayanmış / Geniş alnı güneşle, bağrı ateşle yanmış" - F. N. Çamlıbel
- parça
isim Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey"Yolun bu parçası bozuk."
- saban demiri
isim Sabanın toprağı yarmaya yarayan taban kısmına takılan demir
- bölüm
isim Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım"Gelgelelim, hayatın bu masalsı bölümü çok kısa sürüyor." - A. Ağaoğlu
- aksiyon
isim Bir kuvvetin, maddi bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması
- kısım
isim Parçalara ayrılmış bir şeyin her bölümü, bölük, kesim"Felsefenin teorik olan kısmına pek aldırmaz." - N. Araz
- nasip
isim Birinin payına düşen şey
- hisse
isim Pay"Bana gelip hisseni satın almak istiyorum, bana devret deseydin belki razı olurdum." - O. Kemal
- pay
isim Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, hisse
- katılmak
nsz, -e Katma işi yapılmak"Süte su katılmış."
- paylaşmak
-i Aralarında bölüşmek, pay etmek, üleşmek"İçtikleri su ayrı gitmez, her derdini onunla paylaşırdı." - H. Topuz
- bölmek
-i Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek"Bir domates aldı, çakıyla dörde böldü." - N. Cumalı
- bölüşmek
-i, -le İki veya daha çok kimse aralarında herhangi bir şeyi paylaşmak, üleşmek, payını almak, taksim etmek"Paraları elleri titreyerek, gözleri parlayarak, nefeslerini burundan alarak bölüştüler." - H. R. Gürpınar
- hisse senedi
isim, ticaret Ortaklık sermayesinin belirli bir parçasını değerlendiren belge, belgit, aksiyon"Bu zarflar hisse senedi dolu idi." - F. R. Atay
- bölüştürmek
-i, -e Bölüşme işini yaptırmak
- paylaştırmak
-i, -e Herkese kendi payına düşeni aldırmak veya vermek
- iştirak etmek
katılmak
- taksim etmek
bölmek, bölüştürmek, pay etmek"Bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti'nin taksimini öngörüyordu." - A. İlhan
- hisselere ayırmak
- hissesi olmak
- pay, hisse, hisse senedi, aksiyon, paylaşmak, paylaştırmak, bölüştürmek, saban demiri