- kaynamak
nsz Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak"Su, 100 °C'de kaynar."
- köpürmek
nsz Köpük yapmak, köpük oluşmak, köpük çıkararak kabarmak"Fırat, Malatya'ya doğru bir dirsek gibi kıvrıldığı vadide artık dağlardan kopup çağıl çağıl köpürmüyor." - A. Kulin
- kaynaşmak
nsz, -le Ayrılmayacak bir biçimde birleşmek"Çakılla çimento kaynaşır."
- haşlamak
nsz Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- kaynatmak
-i Kaynamasını sağlamak"Kalksam, bir ıhlamur kaynatıp içsem." - S. F. Abasıyanık
- sıvıya batırmak
- haşlamak kaynatmak
- hırslanmak. a seeth'ing crowd karınca gibi kaynaşan bir kalabalık.
- kaynamak, fokurdamak