- bozuk
sıfat Bozulmuş olan"Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu." - T. Buğra
- bozuk
isim, müzik Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz
- bozulmak
nsz Bozma işine konu olmak"Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur." - B. Felek
- bitik
sıfat Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış"Yaşlı ve yaslı kadını, bitik bir hâlde kulübenin köşesinde biraz kımıldanarak buyur etti." - Halikarnas Balıkçısı
- viran
sıfat Yıkık, harap"İleriye baktı, harabe. Şu tarafa baktı, viran bir kemer." - A. Gündüz
- bozulmuş