- canlandırmak
-i Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak
- uyandırmak
-i Uyanmasına yol açmak"Sanki yüzyıllık bir uykudan uyanan bekçi, yerinden doğrulup çevresine bakınca kendisini uyandıran kişiyi göremedi." - İ. O. Anar
- hayat vermek
canlılık vermek, canlandırmak
- ihya etmek
canlandırmak
- diriltmek
-i Dirilmesini sağlamak"Bu hülyayı sokakta, evde, gece gündüz dirilttiler." - P. Safa
- canlanmak
nsz Gücü artmak, diri duruma gelmek"Biraz oyalandıktan sonra canlanan parmaklarını beyaz tuşlarda koşturarak çalmaya başladı." - P. Safa
- dirilmek
nsz Güçlenip canlanmak"Bir bardak suyu içince dirildi."
- tazelemek
-i Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek"Barmenle yardımcısı boşalan kadehleri tazeliyorlardı." - Ç. Altan
- yeniden canlandırmak
- eski halini bulmak
- taze hayat bulmak
- taze hayat vermek
- tekrar rağbet kazandırmak
- yeniden canlanmak
- canlanmak, sağlıklı olmak, canlandırmak, tekrar kullanılmaya başlamak, geri gelmek, ortaya çıkmak, tekrar kullanmaya başlamak, geri getirmek
- eski kuvvetini yerine getirmek
- yeni alâka uyandırmak
- yeni alâka uyandırmak.