-
hayata geçirmek : uygulanır duruma getirmek, canlılık kazandırmak
-
hayat geçirmek : yaşamak, varlığını sürdürmek
-
hayat memat meselesi (yapmak veya olmak) : ölüm kalım meselesi
-
hayata atılmak : geçim sağlamak üzere çalışmaya başlamak
-
hayata bağlamak : yaşamayı sevdirmek
-
hayata gözlerini yummak (veya kapamak) : ölmek
-
hayata küsmek : bezgin, kötümser olmak, yaşama isteğini yitirmek
-
hayatı kaymak : her işi ters gitmek, mahvolmak
-
hayatının baharında olmak : hayatının en güzel dönemini yaşıyor olmak
-
hayatının baharını yaşamak : hayatının en güzel günlerini yaşamak
-
hayatına girmek : yaşamında yer almak
-
hayatından çıkarmak : ilgisini, ilişkisini tamamen kesmek
-
hayatını (birine) borçlu olmak : biri tarafından ölümden kurtarılmış olmak
-
hayatını kazanmak : geçimini sağlamak
-
hayatını yaşamak : her türlü baskıdan uzak, dilediğince, gönlünce yaşamak
-
hayatta olmak : yaşamak