- baskı
isim Bir eserin basılış biçimi veya durumu"Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı." - A. Ş. Hisar
- bağ
isim Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne"Ayakkabının bağı çözüldü."
- bağ
isim Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
- engel
isim Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap"Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi." - A. Ağaoğlu
- itidal
isim Aşırı olmama durumu, ılımlılık, ölçülülük"Onun her hissinde itidal vardı." - A. Ş. Hisar
- zorlama
isim Zorlamak işi, zecir"İlk gençliğimin en büyük sıkıntısı bu şiir zorlamasıdır." - F. R. Atay
- soğukkanlılık
isim Soğukkanlı olma durumu, serinkanlılık"Bütün suallere insanı hayrete düşürecek bir soğukkanlılıkla, alakasızlıkla cevaplar vermeye başlıyor." - E. M. Karakurt
- tahdit
isim Sınırlama, çevreleme, çevresini daraltma
- ölçülülük
isim Ölçülü, dengeli olma durumu, ılım, itidal
- sınırlama
isim Sınırlamak işi"Bütün dava şimdi Trakya'daki bu sınırlama keyfiyetine takılı kalmıştı." - A. N. Karacan
- kısıtlama
isim Kısıtlamak işi"Öteden beri kısıtlamalarla iç içe yaşamaya alıştığımızdan bunu da anlayışla kabul ediyoruz." - T. Uyar
- sınırlılık
isim Sınırlı olma durumu
- menetme: tahdit
- sıkılma çekinme. restraint of trade ticareti kısıtlama veya narh koyma.
- tutma, dizginleme, zapt, özünü tutma, özüne hakim olma, sınırlama, baskı, zorlama
- tutukluluk: kendini tutma