- ihtiyat
isim Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek ölçülü davranma, sakınma
- yedek
sıfat Gereğinde kullanılmak için elde bulundurulan, asıl karşıtı
- kaynak
isim Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz"Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- ihtiyat akçesi
isim Yedek akçe
- şartsız
sıfat Şarta bağlı olmayan, koşulsuz
- stok
isim Yığılım
- saklamak
-i Elinde bulundurmak, tutmak"Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı." - İ. A. Gövsa
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- tutmak
-i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin
- korumak
-i, -den Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek"Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur." - O. S. Orhon
- ilgisizlik
isim İlgisiz olma durumu, aldırmazlık, alakasızlık, kayıtsızlık, lakayıtlık, bigânelik, soğukluk
- ayırtmak
-i, -e Ayırma işini yaptırmak
- ertelemek
-i Sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek"Biraz da Mine'nin etkisiyle bu soruyu yanıtlamayı erteledim." - A. Ümit
- tahsis etmek
ayırmak, özgülemek
- kayıtsızlık
isim İlgisizlik"Kayıtsızlıktan, tembellikten, gerilikten kurtulmak için inanmak lazım." - O. S. Orhon
- çekingenlik
isim Çekingen olma durumu"Onu inciteceğinden çekiniyor, çekingenliği gözlerinden okunuyordu." - E. İ. Benice
- rezervasyon yaptırmak
- rezerve ettirmek
- ayırmak, saklamak, korumak, tahsis etmek, ayırtmak, yedek, rezerv, belirli bir amaç için ayrılmış arazi/bölge, çekingenlik, yedek oyuncu, yedek, yedek güçler
- ağız sıkılığı
- hakkını muhafaza etmek
- ihtiyaten saklamak
- ilerisi için saklamak
- yedek askerler
- yedek kuvvet