- ilaç
isim Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan madde, em, deva
- tip
isim Aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendinde toplayan örnek"Aynı yaşta, aynı tipte, aynı kuvvette iki güreşçi." - B. Felek
- tedavi
isim Çeşitli yöntemlerle hastalığı iyi etme, iyileştirme, sağaltım, sağaltma, terapi"Doktorlar hastaları tedavi için perhiz verir, bıçak, ilaç kullanırlar." - M. Kaplan
- tedavi etmek
ilaçla iyileştirmek, sağaltmak"Doktorlar hastaları tedavi için perhiz verir, bıçak, ilaç kullanırlar." - M. Kaplan
- düzeltmek
-i Düzgün duruma getirmek"Kirli eşyalarımı paketlere sardım, bavulumu düzelttim." - R. N. Güntekin
- çözmek
-i Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak
- çare
isim Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu"Teklif ettiği çare ise şiddetli ve semereli bir tedbir olmaktan çok uzaktı." - N. F. Kısakürek
- çözüm
isim Bir sorunun çözülmesinden alınan sonuç, hal"Ayrıca olasılıkları azaltmak da bir anlamda çözüme yaklaşmak demektir." - A. Ümit
- derman
isim Güç, takat, mecal"Bana derler gam yükünü sen götür / Benim yük götürür dermanım mı var?" - Karacaoğlan
- icabına bakmak
gereğini yerine getirmek"Buna, bittabi icabı gibi cevap verildi." - Atatürk
- onarmak
-i Bozulmuş, eskimiş olan bir şeyi düzeltip işler veya kullanılır duruma sokmak, işe yarar duruma getirmek, tamir etmek"Bozuk bir saati onardı."
- iyileştirmek
-i İyileşmesini sağlamak, sağlığına kavuşturmak, tedavi etmek
- deva
isim İlaç, çare"Deva bulmaz bir can kaygısına düşer." - F. R. Atay
- çaresini bulmak
- düzeltmek.
- çare ilaç
- çıkar yol, umar, çare, ilaç, derman, deva, sağaltmak, iyi etmek, iyileştirmek, tedavi etmek, düzeltmek, çare bulmak, gereğine bakmak, önlemek