- yayın
isim Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete vb., neşriyat
- kurtarma
isim Kurtarmak işi
- çıkma
isim Çıkmak işi"Bu evden çıkmam, mağlubiyeti kabul ederek mücadeleden kaçmam demekti." - K. Bilbaşar
- serbest bırakmak
tutuklu veya gözaltında bulunan birini serbest, özgür duruma getirmek, tahliye etmek
- affetmek
-i Bağışlamak"Açgözlülüğü içeride de dışarıda da affetmeyen gözü tok insanlarız." - A. N. Asya
- boşalma
isim Boşalmak işi"Kadınların başlarında beyaz çatkılarla ilaç fabrikalarından sel köpüğü gibi taşıp boşalmalarını anlattı." - L. Tekin
- tahliye
isim Boşaltma"Evin tahliyesi iki gün sürdü."
- tahliye etmek
boşaltmak"Evin tahliyesi iki gün sürdü."
- çözmek
-i Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak
- sürüm
isim, ticaret Bir ticaret malının satılır olması, revaç"Bu malın sürümü yoktur."
- yayılma
isim Yayılmak işi, intişar"Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır." - O. V. Kanık
- akıtmak
-i, -e Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek
- azat etmek
Tarih, Kölenin hürriyetini vermek, serbest bırakmak. Derebeyliklerde bir insanı toprak kölesi durumundan kurtarmak.
- kurtarmak
-i Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak"İşte böyle bir eser onları bu külfetten kurtarmış olur." - A. H. Çelebi
- gevşetmek
-i Sertlik ve gerginliğini bozmak
- salıvermek
-i Bırakmak, koyuvermek, serbest bırakmak"Siz onları ben gelene kadar salıvermeyin lütfen, dedi." - A. Kulin
- vazgeçmek
-den Kendi hakkı saydığı bir şeyi artık istemez olmak
- çıkarmak
-den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- çıkış
isim Çıkma işi"Pencerelerden odaya giriş çıkış kolaydı." - A. Kutlu
- yayımlamak
nsz Kitap, gazete, dergi vb. şeyleri basmak ve dağıtmak, neşretmek"Türk Dil Kurumunun yeni yayımladığı kitapları gördüm."
- yaymak
-i, -e Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek"Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı." - N. Cumalı
- bırakmak
-i Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
- azat
isim Serbest bırakma
- deklanşör
isim Bir devre kesicinin işleyişini etkileyerek açılmasını önleyen düzen
- salmak
-i, -e Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek"Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı." - E. E. Talu
- bırakma
isim Bırakmak işi
- kurtulma
isim Kurtulmak işi"Öyle ya, hasta olduklarını bilseler bu hastalıktan kurtulmaya çalışmazlar mı?" - O. V. Kanık
- kurtuluş
isim Bir şeyden, bir yerden kurtulma, felah, halas, necat, selamet"Doktor o kaosun içinde yalnızlığı seçmiş, kurtuluşu onda bulmuştu." - T. Buğra
- salıverme
isim Salıvermek işi
- bırakım
isim Bırakma işi
- temize çıkarmak
- yayınlamak
- serbest bırakma
- serbest bırakmak, bırakmak, koyuvermek, çözmek,
- azat etme
- borcunu affetmek
- kurtarma salıverme
- salıverme tertibatı