- düzen
isim Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem"Bilhassa toprak ve silah meselelerinin bir düzene konmasını, hem de tezelden istediler." - F. Otyam
- kur
isim, ekonomi Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri"Resmî kura göre doların değeri yeniden ayarlandı."
- yönetim
isim Yönetme işi, çekip çevirme, idare"İki arkadaşımın yardakçılığıyla yönetim binasını taşladım, pencerelerin yedi sekizini kırdım." - R. Erduran
- hükûmet
isim Bakanlar Kurulu"Hükûmet değişti."
- idare
isim Yönetme, yönetim, çekip çevirme"Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş." - Atatürk
- diyet
isim, din b. (***) İslam hukukuna göre, öldürme ve yaralamalarda suçlunun ödemek zorunda olduğu para veya mal, kan pahası, kan parası, kefaret"Kolunun diyetini ben verdim. Yoksa çolak kalacaktın." - Ö. Seyfettin
- diyet
isim Sağlığı korumak veya düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni, perhiz, rejim
- sistem
isim Düzen"Açıklamasının arkasına yeni bir ücretlendirme sistemi getirdiğini ekledi." - L. Tekin
- usul
isim Kökler, asıllar
- usul
isim Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz"Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu." - H. Taner
- usul
zarf Alçak sesle"Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler" - Karacaoğlan
- perhiz
isim Diyet"Doktorlar hastaları tedavi için perhiz verir, bıçak, ilaç kullanırlar." - M. Kaplan
- nizam
isim Düzen"Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar." - O. S. Orhon
- rejim
isim Yönetme, düzenleme biçimi, düzen"Hiç kimse Türkiye'de normal, sürekli ve dengeli bir basın rejimi yaşamış olduğunu iddia edemez." - B. Felek
- nizam.
- yönetim, rejim, perhiz, rejim