- örnek
isim Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model"Mehmet Akif'in yetişmesi, gençlere bir örnek olarak anlatılmaya layıktır." - İ. A. Gövsa
- kaynak
isim Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz"Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- ilgi
isim İki şey arasında bulunan herhangi bir bağlılık, ilişki, alaka, taalluk, aidiyet
- ipucu
isim İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare"Elimizde tek ipucu elbisesini diken terzi." - A. İlhan
- karşılaştırma
isim Kişi ve nesnelerin benzer veya aynı yanlarını incelemek için kıyaslama, mukayese
- ilişki
isim İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas"Arkadaşlık ve dostluk şeklinde bile bir ilişki aramadığını kesinlikle anlatacaktı." - H. E. Adıvar
- başvuru
isim Başvurma işi, müracaat"O günlerde her fakülteye ayrı başvuru yapmak gerekiyordu." - A. Kutlu
- merci
isim Başvurulacak yer veya makam"O devirlerde devletin yüksek kademeli mercilerine 'kapu' denirdi." - S. Ayverdi
- yönlendirme
isim Yönlendirmek işi, oryantasyon
- uyarı
isim Herhangi bir konu, sorun üzerine ilgi çekme, ikaz, ihtar, tembih"Romancının uyarılarından habersiz kaldınız." - A. Ağaoğlu
- danışma
isim Danışmak işi, müşavere, istişare, müzakere, meşveret"Bu civarda her kim ki başı sıkışır, ona danışmaya gelir." - Y. K. Karaosmanoğlu
- Referans
Yansıma.
- münasebet
isim İlişik, ilişki, ilinti"İzmir'den, ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım." - Atatürk
- kaynakça
isim Belli bir konu, yer ve dönemle ilgili yayınları kapsayan veya en iyilerini seçen eser, bibliyografya, bibliyografi
- ima
isim Dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme, işaretleme, anıştırma, ihsas"Başkalarına ima ile bile söylemekten çekindiğim en mahrem şeyleri bilen insandın sen." - P. Safa
- ihtar
isim Uyarma, dikkat çekme, uyarı"Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı." - O. C. Kaygılı
- alâmet
Kur’an-ı Kerim, 1. Belirti, işaret, iz, nişan.
2.Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne.
- belge
isim Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb., vesika, doküman
- gönderme
isim Göndermek işi, irsal"Yabancı dil bildiği için de Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı." - Ç. Altan
- bonservis
isim Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge
- kinaye
isim Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz"Babam bu kinayeyi anlardı sanırım fakat anlamamazlıktan gelirdi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- paylama
isim Paylamak işi, azar, azarlama, tekdir, tevbih, papara, saparta
- müracaat
isim Başvuru"Bize daha önce yapmış olduğunuz müracaatla evlenmek istediğinizi bildirmişsiniz." - Ç. Altan
- dolaylama
isim, edebiyat Tek kelimeyle belirtilebilecek bir kavramı güçlü ve etkin bir anlatım için birden fazla kelimeyle anlatma: Atatürk yerine büyük kurtarıcı veya Ankara yerine Türkiye'nin kalbi demek gibi
- değinme
isim Değinmek işi, temas
- ehliyetname
isim Ehliyet, yeterlik belgesi
- tavsiyename
isim Tavsiye mektubu
- telmih
isim Anlatılmak istenen şeyi söz arasında imalı olarak belli etme, açıkça söylememe"İleride dahi ağzını açıp da ufacık bir telmihte bulunmasın." - E. E. Talu
- bahsetme, ağzına alma, söz etme, başvurma, danışma, referans, bonservis
- iyi hizmet belgesi