- eğlenmek
nsz Neşeli, hoşça vakit geçirmek"Masadakiler eğlenirlerken vali dalgınlaşmıştı, pek dinlemiyordu konuşulanları." - A. Kulin
- canlandırmak
-i Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak
- hayat vermek
canlılık vermek, canlandırmak
- dinlendirmek
-i Dinlenmesini sağlamak"Arada bir yorgun başımı dinlendirmek üzere Suadiye taraflarında tek başıma gezmeye çıkıyorum." - N. F. Kısakürek
- yenilemek
-i Bir kimse veya bir şeyin yerine yenisini koymak"Fatih Sultan Mehmet onu onarttığı gibi III. Murat da 1582 yılında yenilemiştir." - S. Birsel
- eğlendirmek
-i Eğlenmesini sağlamak, eğlenmesine yol açmak"Ne şımarıklıklar, ne hoppalıklar yapacak, beni nasıl kızdıracak ve eğlendirecekti." - R. H. Karay
- tazelemek
-i Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek"Barmenle yardımcısı boşalan kadehleri tazeliyorlardı." - Ç. Altan
- eğlenmek.
- yeniden canlandırmak
- yeniden yaratmak, yeniden canlandırmak, gücü berpa etmek, kuvveyi berpa etmek, eğlendirmek