- hazır
sıfat Bir iş yapmak için gereken her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor." - E. M. Karakurt
- nakit
isim, ekonomi Para, akçe
- çabuk
sıfat Hızlı, müstacel, yavaş karşıtı"Yüreği ağzında, atabildiği kadar çabuk adımlarla o tarafa seğirtti ve çocuğun ardından koridora girdi." - E. Şafak
- gönüllü
sıfat Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen"Yabancı dil bildiği için de Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı." - Ç. Altan
- kolay
sıfat Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı"Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı." - H. Z. Uşaklıgil
- hızlı
sıfat Çabuk, seri, süratli"Bir akşamüzeri her zamanki hızlı adımlarla geldi." - A. Kutlu
- tamam
sıfat Bütün, tüm"Paranın tamamını verdim."
- istekli
sıfat Bir şeye karşı isteği olan"Neden olmasın, çok istekli bir çocuk. Üstelik genç ve dinamik." - A. Ümit
- yetenekli
sıfat Yeteneği olan, kabiliyetli, istidatlı"Galiba o da babası gibi pek yetenekli değil." - A. Ümit
- anık
sıfat Hazır
- hazırlamak
-i Bir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek"Bir çeyrek saat içinde bavullarımızı bile hazırlayamazdık." - Y. K. Karaosmanoğlu
- meyyal
sıfat Eğilimli, eğimli"İçinde bir yerlerde kötücüllüğe meyyal bir ruh taşıdığına inanmaya işte o sıralar başlamıştı." - E. Şafak
- razı
sıfat Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden"Doğrusu ben ne güzelliğimin ne de ilmimin kimsenin ağzına düşmesine razı değilim." - E. İ. Benice
- anıklamak
-i Hazırlamak
- alesta
sıfat Harekete hazır, tetikte"Şafak sökerken denizcilerin hepsi alesta idiler." - Halikarnas Balıkçısı
- amade
sıfat Hazır
- anıklık
isim Uyanıklık
- gönüllülük
isim Gönüllü olma durumu
- hazır olma
Tekvando, Joonbi.
- Derhal kulanıma uygun bir durumda.
- elde bulunan
- gezleme durumu
- hazır, istekli, gönüllü, hazır, kolay, çabuk, seri, eli çabuk, peşin para, nakit, hazır olma
- kullanıma hazır
- çabuk kavrayan