- çok
sıfat Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı"Bana matematik çok kolay geldi." - F. R. Atay
- biraz
sıfat Bir parça, azıcık"Biraz yağmur yağdı mı Beyoğlu'nun yaya kaldırımlarında yürüyebilirsen yürü." - F. R. Atay
- bayağı
sıfat Aşağılık, pespaye"Bütün hareketleri adi, kaba ve bayağı idi." - Ö. Seyfettin
- epeyce
zarf Epey"Türkiye'deyken epeyce çalışmıştım Almancaya." - N. Uygur
- epey
zarf Az denmeyecek kadar, oldukça, hayli, epeyi, epeyce, epeyice"Epey yürüdü ve üç sokak daha değiştirdi." - T. Buğra
- oldukça
zarf Olabildiğince"Bu oyun oldukça geniş bir sahada taammüm etmiştir." - A. K. Tecer
- bilâkis
İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Tersine olarak, tam tersine, tersine, aksine.
- aslında
zarf Asıl olarak, esasen, esasta, haddizatında"Aslında temizliğe kalkışmak gibi bir düşünce dahi olmayabilir ilk anda kafalarında." - E. Şafak
- tersine
zarf Beklenilenin, umulanın aksine, karşıt olarak, bilakis, aksine"Sesimi duyan Ayça da geliyor yanıma, kardeşinin tersine ilgiyle sokuluyor bana." - A. Ümit
- öyle
sıfat Onun gibi olan, ona benzer"Ben öyle bir şey demedim." - R. H. Karay
- ziyade
zarf Çok, daha çok, daha fazla"Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade" - Karacaoğlan
- aksine
zarf Tersine"Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere." - N. Cumalı
- daha çok
- daha ziyade
- daha doğrusu
- tercihan
- e kalırsa
- ise
- oldukça tersine
- tercihan, daha doğrusu, daha çok, daha ziyade, oldukça, epeyce, İİ.elbette, tabii