- saldırı
isim Kötülük yapmak, yıpratmak amacıyla doğrudan doğruya silahlı veya silahsız bir eylemde bulunma, hücum, taarruz, tecavüz"Ancak delikanlı, kargının sapını yere gömüp ucunu ata doğrultarak hasmının saldırısını engelliyordu." - İ. O. Anar
- akın
isim Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması"Adayı bir rençper akını doldurmuştu." - S. F. Abasıyanık
- akın
isim, edebiyat Kazak ve Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad
- hücum
isim Saldırı"Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı" - Y. K. Beyatlı
- akın etmek
düşman ülkesine saldırmak, baskın yapmak"Adayı bir rençper akını doldurmuştu." - S. F. Abasıyanık
- hücum etmek
saldırmak"Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı" - Y. K. Beyatlı
- basmak
-e Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak"Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına." - C. Külebi
- yağma
isim Yağmak işi
- yağmalamak
-i Yağma etmek
- çapul
isim Soygunculuk, plaçka"Tanınmamak için yüzlerini karalayarak gece çapuluna çıkmış iki haydut." - H. R. Gürpınar
- baskın
isim Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme
- baskın yapmak
suç işlendiği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girmek
- soygun
isim Genellikle çete durumunda bir araya gelmiş haydutlar tarafından yapılan silahlı hırsızlık
- baskıncı
isim Baskın yapan kimse"Baskıncılar bunları bir ahıra doldurup başlarına da birini dikmişler." - M. Ş. Esendal
- akın baskın
- akın, baskın, sakçı baskını, akın yapmak, hücum etmek, baskın yapmak, basmak
- baskın yapmak. raider akıncı
- eskiden ticaret gemilerine hücum için kullanılan silahlı ticaret gemisi.
- polis ve gümrük memurlan baskını