- madde
isim Duyularla algılanabilen nesne
- kayıt
isim Bir yere mal ederek deftere geçirme"Çocuğun kaydı bulunamadı."
- kayıt
isim Pencere çerçevesi
- koşul
isim Şart"Türk Eli'nin uluları bu koşullar altında yeni toprakların, yeni vatanların gereğini duyar olmuştu." - N. Araz
- şart
isim Olması başka durumların gerçekleşmesini gerektiren şey, koşul"İster istemez bu şartlara boyun eğecekti." - F. R. Atay
- şart
isim Temel kural belgesi"Paris Şartı."
- hazırlık
isim Hazırlanmak için gereken şey veya durumların bütünü"Hazırlıkların uzun zamandır devam ettiğinden, kimi ayrıntılardan öteden beri haberdardım." - E. Şafak
- hüküm
isim Yargı"Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı." - F. R. Atay
- önlem
isim Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir"Fakat anladığına göre, bu önlemlerin hepsi de yetersiz kalmıştı." - A. Ağaoğlu
- donatmak
-i Birinin giyimini sağlamak
- erzak
isim Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı"Çarşıdan erzakını bile kendi pazarlık eder, kendi alır, kendi evine getirir." - Ö. Seyfettin
- sağlamak
-i Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek"Süngerciler altı aylık kumanyalarını sağlamak için boğazlarına dek borçlandılar." - Halikarnas Balıkçısı
- tedarik
isim Araştırıp bulma, sağlama, elde etme
- hazırlama
isim Hazırlamak işi, anıklama"Her gün çarşı pazar dolaşarak ona küçük bir apartman hazırlamaya çalışıyoruz." - R. N. Güntekin
- sağlama
isim Sağlamak işi"Olmadık şaklabanlıklar yaparak onun çığlık çığlık gülmesini sağlamaya çalışmıştım." - R. Mağden
- tedarik etmek
bulmak, sağlamak
- temin
isim Korkusunu giderme, inanç verme
- zahire
isim Gerektiğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık"Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- tedarik olunan şey
- sağlama, edinme, tedarik, tedarik, hazırlık, biriktirim, hüküm, madde, koşul, ç.erzak, erzağını sağlamak, gerekli şeyleri vermek, donatmak
- tedarik şart koşul
- temin etme
- yemek veya gerekli şeyleri sağlamak.