- bakış
isim Bakma işi"Görenin kanını kaynatan bir tadı vardı duruşunun, bakışının." - Y. Kemal
- bekleme
isim Beklemek işi"Gelince beklememi sıkı sıkı tembih etmişler." - F. Otyam
- ümit
isim Umut"Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım." - A. Gündüz
- gelecek
isim Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati"Bir eser bırakmadan geleceğe yadigâr / Bırakmışım kime ne, bırakmasam ne zarar" - E. B. Koryürek
- olasılık
isim Bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirlik, ihtimal"O gün biyolojicinin yazılı yapma olasılığı vardı." - Ç. Altan
- araştırma
isim Araştırmak işi, araştırı, istikşaf, taharri, tetkik
- görünüm
isim Bir şeyin dıştan bakıldığında görünen biçimi, görünme durumu, görünüş, manzara, zevahir, vizyon"O geniş caddeler bugünkü hazin görünümleriyle nihayet bulurlar. Edebiyatın özlemleri acı bir batkıya uğrar." - S. İleri
- görünüş
isim Görünme işi
- aramak
-i Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak"Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." - S. F. Abasıyanık
- araştırmak
-i Birini veya bir şeyi bulmak için bir yeri gözden geçirmek"Odayı iyice araştırdım ama aradığımı bulamadım."
- manzara
isim Bakışı, dikkati çeken her şey"Karışık rüyalarda görülen manzaralar gibi dumanlı bir sahne." - A. Gündüz
- imkân
isim Yararlanılan uygun şart veya durum, olanak"Bunu bizden gizlemelerinin imkânı var mıdır?" - H. C. Yalçın
- ihtimal
isim Bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirlik, olasılık"Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?" - O. N. Akın
- umut
isim Ummaktan doğan duygu, ümit"Bu umudum şimdi yavaş yavaş ölüyor." - H. E. Adıvar
- gözleme
isim Gözlemek işi, tarassut
- beklenti
isim Gerçekleşmesi beklenen şey"Ondan beklentimi çarçabuk unuttum." - A. Ağaoğlu
- beklenen şey ümit
- muhtemel müşteri
- aday müşteri
- olasılık, ihtimal, beklenti, umut, görünüş, manzara,
- potansiyel müşteriler bulmak
- maden araştırmak. in prospect beklenen
- maden damarına ait belirti
- manzara görüş ihtimal
- ümitle beklenen. prospector maden ocağı arayan kimse.